Ekim 2021

Merhaba,

Uzun zamandır sesi soluğu çıkmayan bir sayfadan küçük bir başlangıç yapmak istedim. Orta okul yıllarında doldurduğumuz günlüklerimizde böyle aralar vermek yoktu. Herşeyi, her heyecanımızı yazar, dergilerin mektup ağacı köşesinden kendimize mektup arkadaşları seçer, dünyanın her bir ucundan yaşıtlarımızla mektuplaşır, kartpostallaşırdık. Hey Girller filan bir yana, Blue Jean bir yanaydı. Deliler gibi Blue Jean okurduk, bu dediğim 75-85 doğumluları kapsıyor, bunu biliyorum. Bizden sonraki kuşağın Pokemonlarını da biz bilmiyoruz, ama Mersin'e ilk DNR'ın açıldığı günü ve her hafta yeni albüm almak için harçlıklarımdan artırdığımı hatırlıyorum. Deliler gibi çekme kasetler ve listeler yaptırıp, lise çaylarında o şarkılarla dansederdik. Kral TV'nin yayınlanmaya başladığı zamanlarda da orta okuldaydık. Okul kantininde ilk klipleri izler, söyler, danseder, eğlenirdik. 

Amma nostalji oldu sabah sabah, olsun, iyi gelir arada. Günlük tutmaya o zamanlar başlamıştık kısaca. Yıllık oldu bu, ha yıllık komitesinde de çalıştım, hem lisede, hem üniversitede. Organizasyonların içinde görev insanı olmayı seven bir yapım var, ama geride bıraktım, eskisi kadar yoramıyorum kendimi. Yıllık oldu bu sayfa, günlük olmayı bıraktı. Ama daha sık yazmak istiyorum, iyi geliyor yazmak insana. 

Moralim bozuktu açıkçası, ülkenin bu içler acısı haline moralim bozuk. Seller, tomruklarla yıkılan binalar, suçluların salınıverdiği bir adaletsizlik sistemi, akıl tutulması yaşayan insanlar, hala şaşırdığımıza inanamadığım gelişmeler. Herşey zincirlerle birbirine bağlı, sonucunu yaşıyoruz bazı şeylerin. Moral bozmamak ne mümkün, herşeyin düzelmesine dair umudum yok mu var, ama bu kadar aç insan, kabarık faturalar, pazarda karnıbaharın 30 tl'ye, en ufak bir sebzenin 10 tl altına satılmıyor olması, sokaklarda kalan öğrenciler, seslerini duyurmak için parklarda yatarlerken kolluk kuvvetlerince umutlarına ek, bir de kalplerinin de kırılması. Hediye edildiği için mi bilmiyorum, demokrasinin huzurunda, cumhuriyetin güvencesinde yaşarken değerini yeterince bilmediğimiz değerlerimiz elimizden giderken derdim de tasam da başka. Güzel ve güneşli günler göreceğimize inanıyorum, umudumu yitirmiyorum.

Diyeceğim o ki, bundan sonra hayatımızdaki gelişmeleri, ara ara bizlere hissettirdiklerini karalamak, dökmek, iyi hissettirdiği sürece yazmak çizmek istiyorum, daha sık yazacağım umuyorum ki. Projelerden, güzel şeylerden, bazen sitemlerimizden, ondan bundan derken bişilerden bahsetmek istiyorum. Bakalım :)

Güneş'li bir cuma sabahından günaydın, Limon Ağacı güncesi ile devam ediyoruz sayfamıza.

Sevgiler

Yorumlar

Popüler Yayınlar